Kız Çocuğu İle Anne Arasındaki İlişki Nasıl Olmalı ?
Kız çocuğun anne ile çatışması 3-6 yaş arasını kapsayan döneme
dayanır. Kız çocuğun anneye olan bağlılık ve yakınlığı yerini babaya karşı
yakınlaşmaya bırakır çünkü anne onun için artık rakiptir. Bu dönemde anneye
karşı kırıcı davranışlar ortaya çıkabilir. Kız çocukların babaya düşkünlüğü
herkes tarafından bilinir. Babaların sıklıkla anneye ayıracak zamanı yokken,
kızları için akan sular durabilir!
Bu dönem çocuğun cinsel kimliğinin kazanması açısından çok
önemlidir. Anne çocuğun davranışlarını kişiselleştirilemez ve rekabete katılmazsa
kız çocuk ile iyi bir ilişki oluşur. Anneyi taklit ederek babaya yakınlaşmaya
çalışır. Rol model annedir.
Kızınızla rekabet tuzağına düşmeden, onunla arkadaş olmaya
çalışın. Ancak arkadaş olacağım diye, anne olduğunuzu unutup ergen havalarına
bürünmeniz de gerekmez. Anne-kız arasında nesil farkı vardır ve size iyi bir
çözüm gibi görünen seçenekler ona saçma ya da işe yaramaz görünebilir.
Dolayısıyla akıl vermek yerine, iyi bir
dinleyici olun. Pek çok kere iyi bir
dinleyiciye sıkıntısını anlatmak, çocuğun kendi çıkış yolunu bulmasına olanak
sağlar. Her konuda sizinle konuşabileceği ve sıkıntıya düştüğünde yanında
olacağınız güvencesini ona verin. Özellikle de cinsellik konusunda açık olun ve
bu konuyu tabu ya da yasaklarla örtmektense, paylaşılabilir bir alan olarak
sunun. Unutmayın, yasaklar ve cezalar insanı daha büyük yanlışlar yapmaya
itebilir.
Sağlam bir ilişki ve iletişim, sizin için önemli olan
değerleri kızınıza aktarmanıza yardımcı olur. Ona ders vermek yerine, kendi
deneyimlerinizi ve hatıralarınızı paylaşabilirsiniz. Ancak bu, onun da sizin
gibi hareket edeceği anlamına gelmez. Anne-babalar çocuklarına kendi değer ve
doğrularını öğretebilir, ancak onların ne şekilde davranacağını veya hangi
yoldan gideceklerini belirleyemezler. Aşırı kontrol etmeye çalıştığınız
taktirde çocuğunuz sizden uzaklaşacaktır.
***Anne, kız için ilk
aşktır. İkinci aşka geçiş yaptığında da ilk rakip haline dönüşür. Bu sebeple
tüm ebeveyn çocuk kombinasyonlarında ki ilişkiler içinde en karmaşık doğaya
sahip olanıdır. Kız annesi ile ilgili çatışmalar halindeyken, anne de kendi
annesiyle olan çatışmalarını bu ilişkiye getirir.
İlişkinin sağlıklı kurulmasını etkileyen en önemli faktör
aşırı baskın, mükemmeliyetçi, beklentileri yüksek anneler... Her şeyin en iyi
şekilde, kendi kurallarına uygun yapılmasını isterler. Aksi takdirde yaptığı
tenkitlerle çocuğun ezilmesine neden olur. Çocuğun kendisini ifade etmesine
izin vermez.
Aşırı koruyucu anneler de kız çocukla çatışmaların ortaya
çıkmasına yol açar. Sürekli dış dünya tehlikelerle doludur ve kız çocuğunun
bunlarla başa çıkamayacağı endişeleri içinde hareket eder. Evliliğinde ve
hayatında problem yaşadıkça tüm dikkatini çocuğa yöneltir. Kendi annesiyle
yaşadığı çatışmaları yansıtır. Bu durum dünyayı keşfetmeye ve öğrenmeye hevesli
kız çocuğun anne ile yaşadığı çatışmaları artırır.
Anneler kızlarını korumak, ve hataya düşmelerini önlemek
için nasihatlerde bulunur, kızlar ise annelerinin destek olmasını beklerken
kendilerinin anlamadıklarını, eleştiride bulunduklarını düşünür. Durum
böyleyken anlaşabilmek zor gibi gözükse de imkansız değildir.
Anneler ve kızları
arasındaki uyuşmazlıklar günümüzde sıkça rastlanan bir durum. Peki, bu
anlaşmazlıklar nasıl çözülür?
BİRBİRİNİZİ DİNLEYİN : Dinlemek her zaman iyi bir çözüm
yoludur. Karşılıklı olarak birbirinizi dinlemeyi bilmelisiniz. Bu sayede yanlış
anlaşılmaların getirdiği tartışmalar ortadan kalkacaktır.
EMPATİ KURUN : Kendinizi
kızınızın yerine koyup nasihatlerinizi bu şekilde verin.
AŞIRI KONTROLCÜ TAVIRLARLA
YAKLAŞMAYIN: Amacınız kızınızı korumaya çalışmak olsa da, sadece sizin
istediklerinizi yapmasını, sizin düşüncelerinize katılmasını beklemeyin. Bazı şeyleri yaşayarak, yanlış yaparak
öğrenmesine müsaade etmeli, sonucu her ne olursa olsun, yanında olmalısınız.
BİRBİRİNİZE DESTEK OLUN: Tavsiyelerinize
uymazlık yapıp hata yaptıklarında çok fazla üstüne gitmeyin. Olan zaten
olmuştur, bunu değiştiremezsiniz. Hata yaptığının zaten farkına varacaktır. Onu
daha önce uyardığınızı, eğer sözünüzü dinleseydi bu sonuçların olmayacağını,
yine de ona destek olduğunuzu söyleyin. Ona, her şeye rağmen sırtını
dayayabileceği bir anneye sahip olduğunu hissettirin. Anne çocuğuna destek
vererek hayatı keşfetmesi için cesaretlendirmeli, çocuğun karar verme yetisini
geliştirmeli.
BAŞKALARINI ÖRNEK GÖSTERMEYİN: Örnek
gösterilmesini sadece kızlar değil, aslında hiç kimse istemez. Empati kurmanız
gereken konulardan biri de budur. Eşinizin size başkalarını örnek
göstermesinden hoşlanmayacağınız gibi siz de kızınıza bunu yapmaktan kaçınmaya
çalışın.
**Anne-kız çocuk arasındaki
ilişkisin de annenin tutumuna göre kız çocuk ya pasif, hata yapmaktan korkan,
içe kapanık bir kişilik geliştirir ya da talepkar, inatçı, benmerkezci
davranışlar içine girer.
Saatler süren ‘anne kız muhabbetini inceleyen Tannen’ın
incelediği ikililer için ilk tespiti, ‘fazla yakınlığın’ sorunlara sebep olduğu
yönünde. Tannen, basit olayların vahim yanlış anlaşılmalara ve kavgalara neden
sebep olduğunu, “Çok yakın olduğunuzdan dolayı diğerinin sinirini bozma
ihtimaliniz daha yüksek” diye açıklıyor.
SAÇ, KIYAFET VE KİLO
Tannen’ın iddialarından bir diğeri de anne-kızlar arasında
en çok konuşulan konuların başında saç, kilo ve kıyafetin gelmesi. Bu ‘üç
büyük’ hakkında geçen tartışmalar ise farklı noktalardan kaynaklanıyor.
Tannen’ın ilk argümanı, kadınların dış görünüşlerindeki alternatiflerin
erkeklere kıyasla çok daha fazla olması. Bu da annelerin tavsiyelerinin
‘sınırlarını’ biraz genişletebiliyor.
“Hangi sıklıkla bir kadına bakıp ‘Eğer şöyle olsaydı daha
iyi görünürdü’ diye düşünüyorsunuz. Uzun, kısa, kıvırcık, düz, arkaya
yatırılmış, boyalı, boyasız… Sonsuza kadar sayabilirsiniz” diyen Tannen,
kızlarını daha iyi görmek isteyen annelerin de aynı sebeple kızlarının dış
görünüşleri hakkında çok fazla yorumda bulunduğunu düşünüyor. Ancak ‘Saçına
biraz ışıltı versen daha iyi olur sanki’ diyen bir anneyi kızı ‘Annem saçımın
çirkin olduğunu düşünüyor’ diye algılayabiliyor.
ONA KENDİ HAYALLERİNİZİ YÜKLEMEYİN
Gerçekleştiremediğiniz hayalleri kızınızın
gerçekleştirmesini beklemeyin. Onun kendi hayallerini kurma ve peşinden gitme
özgürlüğü olsun. Kız veya erkek fark etmez, ancak aynı cinsiyetten olduğu için
kızlar bu duruma daha sık maruz kalıyorlar. Oysa çocuklar, annelerinin uzantısı
değildirler. Sizin yolunuzu seçmek, kızınızın sizden ayrı bir birey olmasını
güçleştirir.
Beklentileriniz gerçekleştirememek
ilişkinizi zedeleyebilir. Hayatın her birey için getirdiği onca yük varken; bir
de anne-babanın gerçekleştiremediği hayallerin yükünü taşımak çocuğa haksızlık
olur.
Kendine güvenli, ayakları yere basan, güçlü bir kız çocuğu
yetiştirmek için; her şeyden önce ona inanın, güvenin ve daima destekleyici
olun. Sadece başarılarında değil, başarısızlıklarında da yanında olduğunuzu
hissettirin. Kadınlar üzerinde toplumsal baskıların halen çok yoğun olduğu bir
ülkede yaşadığımız gerçeğini göz ardı etmeden; kızınızın engeller ve baskılar
altında ezilmeden yola devam etmesi için onu cesaretlendirin.