Boşanma sürecinde çocuğu strese iten nedenler
- Aile içi düzenin değişmesi kaygısı: Çocukların en büyük korkularından
biri değişimdir. Bu değişim içerisinde belki bazı yakın akraba veya
arkadaşlarıyla görüşmeleri engellenecektir.
- Bağlılığın kaybı: Değişik yatak odasına sahip olmak,
babayı ve/veya kardeşi sadece haftada bir gün görebilmek gibi.
- Terk edilme korkusu: Yaşananları sorumlusu olarak
kendilerini görüp suçluluk duyabilir, kendilerini sevgisiz ve güvensiz
hissedebilirler. Bakımlarını kimin üstleneceği, hatta okuldan kimin alacağı
onlar için kaygı konusudur. Arkadaşlarının nasıl bir tepki gösterecekleri
yolundaki düşünceleri bile onları kaygılandırabilir.
- Ana-baba arasında olası düşmanlık: Ana-baba arasındaki gerginlik ve tartışmalar, çocuğun kendisini sinirli ve yalnız hissetmesine sebep olur.
Boşanma sürecinde nelere dikkat edilmelidir?
- Alınan boşanma kararı çocuğa, anne ve babanın her ikisi tarafından anlatılmalı, ne gibi değişiklikler olacağı konusunda bilgilendirilmelidir. "Ayrılmanın sana olan sevgimle hiçbir ilgisi yok. Ayrılıyorum, çünkü biz artık geçinemiyoruz. Tıpkı senin bazı arkadaşlarınla çok görüşmene karşılık, bazılarıyla daha az görüştüğün gibi. Biz de annenle (babanla) bundan sonra daha az görüşeceğiz. Ben seni her zamankinden daha çok seviyorum ve hep seveceğim. Bir tek şey hiç değişmez. Annen her zaman annen, baban her zaman baban olacaktır."
- Boşanmanın hemen ardından kent veya ev değiştirme, bakıcı değiştirme, yeni bir evlilik gibi yaşam değişiklikleri ertelenmelidir. Özellikle yeni bir evlilikle ilgili girişim, aradan bir yıl geçmeden, boşanma kesinlik kazanmadan başlatılmamalıdır. Çocuğun boşanmadan önceki mekanında yaşamaya devam etmesi ve aynı okula gitmesi daha uygundur.
- Çocuktan ayrı kalacak eş, evden kademeli olarak ayrılmalıdır.
- Eşler, boşanmanın çocuk üzerinde yarattığı olumsuz etkilerin yanında, kendi yaşadıkları olumsuz duyguları göz ardı etmemeli, gerekirse profesyonel yardım almalıdır.


